Fiyat artışları, günümüz ekonomik koşullarında kaçınılmaz bir gerçeklik haline gelmiştir. Enerji maliyetlerinden çelik ve alüminyum gibi temel hammaddelere, nakliye konteynerlerinden mikroçipler ve yarı iletkenler ile inşaat malzemelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede piyasa koşulları son derece dalgalı ve öngörülemez bir görünüm sergilemektedir. COVID-19 pandemisi sonrası yaşanan gelişmeler ve Süveyş Kanalı'ndaki tıkanıklık gibi küresel çapta meydana gelen olaylar, arz ve talep dengesinin sağlanmasında ciddi zorluklar yaratmıştır. Bu bağlamda, bu yazımızda, ileriye dönük stratejik bir vizyona sahip bir işletme olarak, bu belirsizliklere karşı nasıl etkin tedbirler alabileceğinizi ve iş sözleşmeleriniz aracılığıyla işinizi piyasa koşullarının yaratabileceği olumsuz etkilerden nasıl koruma altına alabileceğinizi ele alacağız. Şirketinizin diğer şirketlerle yani B2B piyasasında faaliyet göstermesi durumunda, tabi ki kanuni sınırlar çerçevesinde kalmak kaydıyla, müşterileriniz ve tedarikçileriniz ile yapmış olduğunuz anlaşmaları bir sözleşme ile düzenleme hususunda geniş bir serbestiye sahipsiniz. Bu yazıda, girişimciler olarak değişen piyasa koşulları karşısında başvurabileceğiniz çeşitli sözleşmesel mekanizmalar üzerinde durulacaktır. Ayrıca, sözleşme serbestisinin sınırlarına da değinilecektir.
Fiyat Artışları
"These prices are always subject to possible increases if this is a result of the evolution of their fixed and/or variable costs."
Şirketinizin, bir KOBİ’ye yeni bir BT altyapısının tedarik ve kurulumuna ilişkin bir sözleşme imzaladığını varsayalım. Teklifinizde, 10 adet dizüstü bilgisayar, doklama istasyonları ve ince istemcilerin tedarikini içermekteydi. Ayrıca, KOBİ’nin toplantı odasına ses ve görüntü ekipmanlarının tedarik ve yerleştirilmesini de öngördünüz. KOBİ, her çalışan için bir kulaklık ve tablet talep etti ve bu talepleri de karşılayacak şekilde teklif sundunuz. Bunun yanı sıra, çeşitli yazılım lisansları sattınız ve KOBİ çalışanlarının buluta geçişine destek sağladınız. COVID-19 süresince artan uzaktan çalışma talepleri nedeniyle BT ekipmanlarına olan büyük talep, bazı bileşenlerin fiyatlarında ciddi bir artışa yol açtı. Sadece işlemciler (CPU) değil, aynı zamanda SSD ve RAM gibi bileşenlerin fiyatları da birkaç ay içinde önemli ölçüde yükseldi. Ayrıca, piyasada bu ürünlerin ciddi bir kıtlığı yaşanmaktadır. Bu durumda, müşterinize zamanında veya hiç teslimat yapamama riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Peki, bu durumda ne yapabilirsiniz?
Başka bir senaryoyu ele alalım: Şirketiniz, uluslararası sanayi ürünlerinin dağıtımı ile uğraşmaktadır. Piyasa hareketlenmekte, ancak ürünlerin ithalat ve ihracatını organize edebilmek için nakliye konteynerlerine ulaşmak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Tedarik zincirindeki büyük gecikmelerin yanı sıra, konteyner fiyatları hızla artmaktadır. Gemi taşımacılığı fiyatları bir yıl içinde %500 oranında yükselmiştir. Bu büyük nakliye maliyeti artışını, sözleşmenin diğer tarafına yansıtabilir misiniz?
Bu tür belirsizlik dönemlerinde şirketinizi korumak adına, sözleşmelerinize hem müşteri hem de tedarikçi tarafında ekleyebileceğiniz çeşitli hükümler bulunmaktadır.
2. Fiyat Artışına Dair Revizyon Maddeleri Nasıl Düzenlenmeli?
Sözleşme Bedeli, sözleşmelerinizdeki en temel unsurlardan biridir. Bir şirket olarak, fiyatlandırmayı belirlerken maliyet yapısı, genel giderler ve kâr marjı gibi unsurları dikkate almak zorundasınız. Ticari ilişkilerde, müzakerelerin en yoğun geçtiği konu çoğu zaman fiyat unsurudur. Nihayetinde, müşteriniz veya tedarikçinizle fiyat ve iş birliğine ilişkin tüm detaylar üzerinde bir mutabakata varırsınız ve bu mutabakat, tarafların rızasına dayalı bir sözleşmenin oluşturulmasını sağlar.
Ancak burada önemli bir husus şudur: Fiyat artışları söz konusu olduğunda, sözleşmenin kurulduğu andaki şartlar, artık geçerli olmayabilir ya da önemli ölçüde değişiklik göstermiş olabilir. Bu durumda, önceden kararlaştırılan fiyatın değiştirilmesi mümkün müdür?
Fiyat revizyonuna dair madde, belirli koşulların gerçekleşmesi durumunda taraflarca önceden kararlaştırılan fiyatın nasıl ayarlanacağını düzenleyen bir mekanizmayı içeren sözleşme hükmüdür. Bu açıdan, fiyat revizyonu madde, fiyat değişiklikleri karşısında etkin bir çözüm sunabilir. Ancak, bu maddenin işlevsel olabilmesi için bazı ön koşulların sağlanması gerekmektedir. Belirlenecek yeni fiyat, taraflar arasında yeniden bir anlaşma sağlanmasına gerek kalmaksızın, maddede belirtilen mekanizmaya dayanarak objektif bir şekilde belirlenebilmelidir. Başka bir deyişle, yeni fiyatın, karşı tarafın tekrar rızasına başvurulmadan net bir şekilde tespit edilebilmesi gerekmektedir.
Eğer fiyat, fiyat revizyonu maddesi doğrultusunda şeffaf ve objektif kriterler ile belirlenemiyorsa, bu hüküm geçersiz sayılabilir. Bu durumda, söz konusu maddenin yok hükmünde olduğu kabul edilecek ve sözleşmede dayandığınız bu hükümden yararlanamayacaksınız. Bu nedenle, fiyat değişikliğine dair maddenin dikkatle ve hukuki gerekliliklere uygun şekilde düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Yasal sınırlamaları dikkate alarak uygun bir fiyat revizyonu maddesinin hazırlanması titiz bir çalışma gerektirir. Bu nedenle, iyi düzenlemeler yapmaya yatırım yapmalısınız. Eğer madde bu ilkelere uymazsa, geçersiz sayılma riski vardır ve girişimci olarak en başa dönme riskiniz bulunuyor.
Fiyat revizyonuna ilişkin ilgili maddeleri hazırlarken dikkat etmeniz gereken bazı konular şunlardır:
Fiyat Ayarlama Durumlarının Belirtilmesi: Sözleşmede fiyatın hangi durumlarda ayarlanabileceğini açıkça belirtin (örneğin, aylık, sözleşmenin yıl dönümünde, her fiyat artışında vb.).
Şeffaflık: Fiyatı etkileyebilecek ve dolayısıyla fiyat ayarlamasını tetikleyebilecek objektif parametreler kullanın.
Bildirim Yöntemi: Fiyatları ayarlama niyetinizi sözleşme ortağınıza nasıl bildireceğinizi belirtin (örneğin, taahhütlü mektup, e-posta vb.).
Yürürlüğe Giriş Tarihi: Değiştirilen fiyatın ne zaman yürürlüğe gireceğini açıkça belirtin.
Etkilenen Siparişlerin Belirlenmesi: Hangi siparişlerin yeni fiyatlardan etkileneceğini net bir şekilde ifade edin. Dikkat: Onaylanmış siparişler sözleşmenin temelini oluşturur, bu nedenle önceden üzerinde anlaşılan fiyatları tek taraflı olarak değiştiremezsiniz.
Seçenekler Sunma: Yeni fiyatlar üzerinde mutabakata varılamaması durumunda sözleşmenin feshedilme olasılığını öngörebilirsiniz.
3. Mücbir Sebep
Sözleşmenizde bir fiyat revizyonu maddesi bulunmuyorsa, yine de başka başlıklara göz atabiliriz. Bu noktada mücbir sebep, bilinen bir hukuki kavramdır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, mücbir sebep, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini imkansız hale getiren ve bu olayı ileri süren tarafın iradesi dışında gerçekleşen bir olaydır. Mücbir sebebin geçerli olabilmesi için, kararlaştırılan ürün veya hizmetlerin tedarik edilmesinin sizin için mutlak surette imkansız hale gelmesi gerekmektedir.
Fiyatların çok yükselmesi, sözleşmede kararlaştırılan fiyatlarla hala teslimat yapmanın sizin için imkansız hale gelmesi olarak değerlendirilmez. Yani, kâr etmeseniz dahi ürün veya hizmetleri sağlamanız gerekmektedir. Ödeme yükümlülüğünün ekonomik koşullar nedeniyle yerine getirilememesi de mücbir sebep olarak kabul edilmez. Bu noktada Borçlar Kanunu'nun aşırı ifa güçlüğü düzenlemesi, mücbir sebep halleriyle karıştırılmamalıdır; bu düzenleme, bireylerin öngörüsüne dayanılamayacak, beklenmeyen ve toplumu derinden etkileyen ekonomik krizleri kapsar. Her ekonomik kriz ve döviz kuru dalgalanmasının önceden tahmin edilmesi mümkün olmadığı gibi, bu da beklenmemelidir.
4. Aşırı İfa Güçlüğü
Mücbir sebep, bir sözleşmenin (zamanında veya hiç) ifasının mutlak surette imkansız hale geldiği durumlarda uygulanabilirken, "aşırı ifa güçlüğü" kavramı, sözleşmenin yerine getirilmesinin imkansız olmasa da çok daha zor ve ekonomik olarak katlanılamaz hale gelmesi durumlarını ifade eder.
Örneğin, çelik fiyatlarının %70 oranında artması durumunda, çelik tedarikçisi malzemeyi sözleşme kapsamında sağlayabilir, ancak sözleşme şartlarının ifası, bu artış nedeniyle çok daha zor ve ekonomik olarak maliyetli hale gelir. Aşırı ifa güçlüğü, sözleşmenin mevcut haliyle devam etmesinin taraflardan biri için ciddi bir ekonomik dengesizlik yaratmasına yol açan öngörülemeyen durumları kapsar.
İçtihatta giderek artan bir şekilde kabul gören bir anlayışa göre, sözleşme dengesinin dramatik fiyat artışları veya büyük kıtlıklar gibi dışsal koşullar nedeniyle bozulduğu durumlarda, tarafların iyi niyetle yeniden müzakere etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük, sözleşmelerin iyi niyetle ifa edilmesine ilişkin yasal zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Ancak, bu uygulama pratikte genellikle kesin ve tatmin edici bir çözüm sunmamakta, taraflar arasında belirsizlik yaratmaktadır. Bu nedenle, özellikle satıcı konumundaki işletmeler için, genel koşullarınıza veya sözleşmelerinize bu tür bir yeniden müzakere ilkesinin eklenmesi tavsiye edilmektedir.
Görüldüğü üzere, ticari ve sözleşmesel ilişkilerde öngörülemeyen piyasa koşullarına karşı önceden gerekli tedbirleri almak ve bu koşullara uygun, şeffaf bir çözüm üretmek adına çeşitli hukuki mekanizmalar mevcuttur. Sözleşme yapısının oluşturulması ve işletmenize özgü bir şekilde uygulanması, özelleştirilmiş bir yaklaşımı gerektirir. Standart klozlar, genellikle her işletmenin özel ihtiyaçlarına uygun olmayabilir.
Nergiz Avukatlık Bürosu olarak özellikle uluslararası sözleşmelerdeki genel koşullar ve sözleşmelere ilişkin her türlü sorunuzda sizlere yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
Opmerkingen