Sosyal medya, internet, akıllı telefonlar aracılığıyla sürekli olarak ve hatta farkında bile olmadan pazarlama kampanyalarına ve reklama maruz kalıyoruz. Marka farkındalığı, başarılı bir işletme olabilmenin çok önemli bir parçasıdır ve yeni ürünlerin neredeyse her gün ortaya çıktığı tüketici odaklı bir pazarda, müşteriler en son trende ayak uydurmadan önce güvendikleri markalara bakarlar. Markalaşma, bir işi yapmanıza güzel bir vesile olabilir ya da bir işin bozulmasına sebep olabilir. Bu yüzden bu yazıda ticari markanızı belirlerken dikkat etmeniz gereken noktalardan ve markanızı hukuken korumanızın yollarından bahsedeceğiz.
Günümüzde "marka" son derece geniş kapsamlı bir terimdir. Kuruluşunuzun sağladığı ürün veya hizmet türünü, logonuzu, sloganınızı, şirket renklerinizi, tasarımınızı, sembollerinizi veya işletmenizi müşterileri tarafından tanımlanabilir kılan diğer özellikleri içerir. Markanız sizi rakiplerinizden ayıran şeydir ve aslında işletmenizin kişiliğidir.
Marka yaratımı bir şirketin ya da girişimin en önemli safhalardan birisi ve her ne kadar basit gözükse de pek çok ‘teknik’ ayrıntıyı içeriyor. Gözden kaçan ufak bir adım, hukuki sorunlar doğurabiliyor. Dikkat etmeniz gereken noktalar ise şu şekilde:
Araştırma: Bir logo, isim veya markaya yatırım yapmadan önce araştırmanızı kapsamlıca yaptığınızdan emin olun. Markanızı tasarlaması için anlaştığınız grafikerin veya tasarımcının sizin için araştırma yapmayacaktır. Her zaman uzman yasal tavsiye almanızı ve avukatınıza başka birinin fikri mülkiyet haklarını ihlal etmediğinizden emin olmak için kapsamlı aramalar yapması talimatını vermenizi öneririz. Tabi ki bu sürede siz de eğer markanızın fazla sıra dışı olduğunu düşünüyorsanız şirketinizin adını ve sloganını Google'da arayarak benzer markaların olup olmadığının ön incelemesini yapabilirsiniz ancak bunun çok güvenilir bir yöntem olmadığını söylemekte fayda var. Unutmayın tescilli bir marka mutlaka ürün ya da hizmet olarak piyasaya sunulmak zorunda değil, bu durum Google aramanızdan kaçacaktır. Bu durumda önceki marka sahibi tarafından markanızın kullanımı önlenebilir, tazminat talep edilebilir.
Uygunluk: Birden fazla ülkeye açılmayı planlıyorsanız, markanızın farklı ülkelerde uygunsuz çağrışım yapmadığından emin olun! Avrupa'da uygun anlamı olan bir marka ifadesi, Asya'da aynı anlamı ifade etmeyebilir.
Kendinizi korumaya alın: Fikri mülkiyet hakkınızı çalışanlarınızdan ve çalıştığınız şirketlerden korumaktan çekinmeyin. Özellikle işiniz yenilikçi ürünler geliştiren bir sektördeyse fikri mülkiyet hırsızlığına maruz kalma olasılığınız daha yüksek. İş sözleşmelerinizin, birinin işten ayrılması durumunda şirketin telif haklarını korumak için hükümler içerdiğinden emin olun. Ayrıca, diğer şirketlerle, tedarikçilerinize yaptığınız sözleşmelerde pazarlama materyallerinde telif hakkı içeren konulara kullanma hakkı verip vermeyeceğinizi düzenlediğinizden emin olun. Şirket adınızın veya logonuzun görünmesini gerektirecek işbirliklerinizde kontrolü ancak sözleşmelerinizde telif haklarının nasıl kullanılacağınız düzenleyerek alabilirsiniz. Aksi halde kendinizi reklamın iyisi kötüsü olmaz derken bulabilirsiniz, ancak bu kurumsal imajınız için pek de iyi olmaz.
Hazırlıklı olun: Marka koruması için harekete geçmeyi son dakikaya bırakmayın. Türk Patent Enstitüsü "first come first served" yani ilk gelene hizmet esasıyla başvuruları değerlendirir. Markanız hazırsa, tescil için işi faal olarak yapmayı beklemeyin. Zaten böyle bir şart da yok. Aynı şekilde, bir tasarım kaydetmek, ürününüzü korumanın çok daha hızlı bir şekilde olabilir. Markanızı ilk zamanlarda tescil ettirmemenin, girişiminiz için yatırımcı ararken büyük bir dezavantaj yaratacağını da unutmayın.
Tetikte olun: Marka koruması genellikle girişimin başında düşünülür ve bir kere tescillenince artık inceleme konusu olmadığı düşünülür. Ancak markanız da işinizle birlikte büyürken, rakiplerinizin marka haklarınızı ihmal etmediğinden emin olmalısınız. Bunun için düzenli olarak araştırma yapmalı ve markanıza benzer bir hak ihlali tespit ettiğinde itiraz etmelisiniz. Bu sebeple faaliyet gösterdiğiniz sektörde gözünüzü daima açık tutup kimsenin markanızı kopyalamadığı, çalmadığı ve ihmal etmediği ile ilgili düzenli takip yapmalısınız.
Geleceğinizi öngörerek markalaşın: Marka tescili yaparken markanızın ilgili sektörlerde koruma sağlayacak şekilde hizmet sınıfı seçersiniz. Ancak bunu yaparken işletmenizin büyümesini ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca nasıl hedefler elde edilmeyi amaçladığınızı düşünerek bu hizmet sınıflarını genişletebilirsiniz. Böylelikle gelecekte o hizmet sınıfında faaliyet göstermek istediğinizde markalaşmanızı çoktan gerçekleştirmiş olacaksınız.
Markanız, hedefleriniz ve stratejinizle bağlantılı olmalıdır. İşinizin nasıl gelişeceğini planlarken marka korumanın da radarınızda olduğundan emin olun!
Comments